HAKKIMIZDA

Hikayemiz 1965’te başladı.

Aile işletmesi olarak kurulan Erenler; zamanla büyüdü, genişledi, kurumsallaştı. Ama değişmeyen bir şey hep vardı: ilk günkü lezzet. Teknikler, teknoloji, makineler değişse de; lokumun lezzeti, reçelin kokusu, şekerin rayihası hiç değişmedi.

Çünkü ustalık değişmedi. Titizlikle, her ürüne ayrı özen göstererek, el emeğiyle gelen ustalık, bizde hep vardı. Çağlar değişti, nesiller değişti, yıllar geçti ama Erenler’in lezzeti değişmedi.

Dile kolay, yarım asırdan fazla olmuş.

Bu kadar yılda elliden fazla Ramazan geçti. Ramazan-ı Şerif, şereflendirdi evleri. Bereket geldi sofralara. Önceden Ramazan aylarında gül reçeli yenirdi; hem iftarda, hem sahurda. Küçük çocuklar, akşama kadar dayanamazdı oruca; öğleden sonra ikinci oruca niyetlenirlerdi reçelli ekmekle. Gülün enfes rayihası olurdu oruçlularda. Ramazan’ın sonlarına doğru hareketlenirdi ortalık. Bayram alışverişleri, temizlik, baklava, harçlıklar… Arefe gelince kuşlar da oruç tutardı.

Yüzden fazla bayam geçti. Bayram deyince güllü lokum, bayramlaşma deyince akide şekeri, el öpme deyince çifte kavrulmuş lokum, bayram harçlığı deyince kuş lokumu… Bayramın neşesi, sevinci tatlıyla olurdu. Tatlı deyince de şeker lokum akla gelirdi. İnsanları birbirine bağlayan bir köprüydü adeta. “Bir tane daha almaz mıydınız?” diye sorulurdu illa ki. Alınırdı bir tane daha. Bayramda gönül kırmak olmazdı. Gönül yapmak lazımdı ve lokum ne de güzel bir aracıydı.

İkiyüzelliden fazla kandil geçti biz bu işlere başlayalı. Kandil demek güllü lokum demekti. Cami çıkışlarında lokum dağıtmak demekti. Eve giderken bir paket fıstıklı şekerdi kandil. Önceden kandil kutlamaya telefonla arardı insanlar. Sonraları cep telefonu çıktı, kısa mesajla tanıştık. Şimdilerde çok daha hızlı imkanlar var. Ama insanlar, hala cami çıkışlarında lokum dağıtmaya devam ediyor kandil akşamları.

Milenyum oldu arada bir de. Yeni bin yıla girdi dünya, takvimler değişti ama biz değişmedik. Evet yeni ürünler denedik. Yeni lezzetler, yeni karışımlar denedik. Kimini sadece biz yedik size hiç göstermeden. Kimini siz de çok sevdiniz. Ama aklımızdan çıkarmadığımız bir şey vardı hep: ne kadar yeni ürün denersek deneyelim lezzetten ödün vermek olmaz.

Evet yıllar geçti; köprünün altından çok sular aktı; eski çamlar bardak oldu ama biz yarım asır önce olduğu gibi bugün de aynı aşkla, aynı özveriyle yolumuza devam ediyoruz.